KIBRIS TÜRK OLİMPİYAT PROJESİ – OLGULAR
- Olimpiyat Beyannamesi “spor yapmanın bir insan hakkı olduğunu” ve “her bireyin karşılıklı anlayış, dostluk, dayanışma ve dürüst oyun ruhunu onaylayan Olimpiyat ruhu çerçevesinde ve hiçbir ayrımcılık gözetilmeden spor yapabilme olanağına sahip olmasını” kabul eder.
- Beyanname ayrıca “bir ülke ya da bireye yönelik ırk, din, siyaset, cinsiyet veya başka bir şekilde herhangi bir ayrımcılık uygulanması Olimpiyat Hareketi ile bağdaşamaz” demektedir.
- Meliz Redif, 10 Ağustos 2012 Cuma günü Olimpiyat Oyunlarında ilk kez yarışan bir Kıbrıslı Türk olarak tarihe geçti. Yarışabilmek için Türk vatandaşlığını alan Meliz, Türkiye için 4x400m yarışında koştu.
- Kıbrıslı Türkler halen, ancak tanınan bir ülkenin vatandaşları iseler Olimpiyat oyunları ve Paralimpik Oyunlarına katılabiliyorlar. Bu da onların tabiyetlerini değiştirmelerini gerektiriyor ki, Olimpiyat Beyannamesi ve Olimpiyat Hareketi ilkelerine aykırıdır.
Foto: Meliz Redif – Olimpiyatlarda yarışan ilk Kıbrıslı Türk
B. BÖLÜNMÜŞ BİR KIBRIS
- Kıbrıs Cumhuriyeti (KC), Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerin eşit politik hakları paylaştığı bağımsızlığını 1960’ta kazandı. 1963 Aralığında şiddete dayalı Kıbrıs Rum darbesiyle Kıbrıslı Türkler dışlanırken Kıbrıslı Rumlar KC’nin kontrolünü ele geçirdi.
- Bu durum 1964’te, hatalı olarak “Cumhuriyet hükümeti” olarak sadece Kıbrıs Rum yönetimine atıfta bulunan BM’nin 186 numaralı kararı uyarınca, farkında olunmadan, yasal – hala istismar ettikleri haksız – statüye kavuşturuldu.
- Kıbrıslı Türkler 1964 yılında haklarını korumak ve adadaki varlıklarını sürdürmek adına mücadele etmek için kendi yönetimlerini oluşturdular.
- Yunanistan’daki askeri darbenin ardından Türkiye’nin 1974’teki müdahalesi adada 11 yıllık kan dökülmesine son verirken, adanın kuzeydeki üçte birlik kısmında yaratılan güvenli bir cennetle Kıbrıslı Türklere güvenlik sağlandı.
- KC, 1964’ten bu yana Kıbrıslı Türkleri temsil etmemektedir. Buna karşın onlara yönelik baskılarını sürdürmekte, Kıbrıslı Türklerin siyasi, kültürel ve ekonomik açıdan izole edilmiş olarak kalmaları için baskı yaparken dünyanın sadece KC’yi tanıması konusunda ısrar etmektedir.
- Yıllar boyunca siyasi bir çözüme ulaşılmasında başarı gösterilmemesi üzerine 1983 yılında Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğini yeniden teyit etmek için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan edildi.
- 2004 yılında iki taraf, yeni bir güç paylaşımı anlaşması altında adanın birleşmesi için uluslararası desteğe sahip Annan Planı için oy kullandı. Kıbrıslı Türklerin %65’i ‘evet’ oyu kullanırken Kıbrıslı Rumların %76’sı ‘hayır’ oyu kullandı.
- Adanın birleşmesi için olumlu oy kullanmaları üzerine uluslararası topluluk Kıbrıslı Türklerin izolasyonuna son verme vaadinde bulundu. Ancak çok az şey değişti…
- A 2004 yılında Kuzey’in üyelik ve vatandaşlık hakları dondurulurken bölünmüş Kıbrıs’ın AB’ye katılmasına izin verildi.
Foto: Bölünmüş bir Kıbrıs: 1964’ten bu yana iki ayrı yönetim varlığını sürdürmektedir
C. KIBRISLILAR VE OLİMPİYATLAR
- 1996’da Olimpiyat Beyannamesinde yapılan değişikliklerin ardından Olimpiyat Oyunlarına katılmak isteyen sporcuların, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (UOK) tarafından tanınan Milli Olimpiyat Komitesi (MOK) tarafından onaylanması gerekiyor.
- KC’ye ait olan MOK, 1977 yılında UOK’a kabul edildi.
- KC milli Olimpiyat takımı ilk kez 1980’deki Moskova Olimpiyat Oyunlarına katıldı.
- 1960 KC anayasası, her iki toplumun kendi spor federasyonlarını oluşturma haklarının bulunduğunu (Ek D, Bölüm V, Madde 87, 1.e) ve hükümet ve devlet kurumlarının hem Kıbrıslı Rum hem Kıbrıslı Türk temsilciler içermesi gerektiğini belirtmektedir.
- Hiçbir Kıbrıslı Türk bugüne kadar KC MOK’unda yer almadığı gibi Olimpiyat Oyunlarında temsil etmek üzere seçilmemiştir.
- Ülke uluslararası tanınmışlığa sahip olmadığından UOK ve Uluslararası Paralimpik Komite (UPK) KKTC MOK’unu tanımayı reddetmektedir. Bunun bir sonucu olarak Kıbrıslı Türklerin Yaz, Kış ve Gençlik Olimpiyatları, Paralimpik, Dünya ve Avrupa Şampiyonaları dâhil önde gelen tüm spor etkinliklerine katılmaları engellenmiştir.
- KKTC MOK’u, en son UOK Başkanı Jacques Rogge’ye 2012 Nisan ayında bir mektup göndererek UOK ile diyalog kurmak için nafile çaba harcadı.
Foto: Kıbrıslı Türkler yaşamda ve sporda zincirlendiler
D. KIBRISLI TÜRKLER VE SPOR
- 2011 nüfus sayımında KKTC nüfusu 294,906 olarak saptandı.
- KKTC’de spor faaliyetlerine katılmak isteyen herhangi bir kişinin lisans alabilmesi için öncelikle sağlık kontrolünden geçmesi gerekir.
- KKTC’de 32 spor federasyonu bulunmaktadır. 2012 Ocak ayı rakamlarına göre 2,220 üye ve 7,465 lisanslı bireyle birlikte Kuzey Kıbrıs’ta toplam 10,124 kişi düzenli olarak sporla meşgul olmaktadır.
- Kıbrıs Türk Tekvando Federasyonu (KTTF) daha önce UOK tarafından tanınan Dünya Tekvando Federasyonu (DTF) üyesiydi. KKTC’nin tanınmaması nedeniyle KTTF, DTF’den çıkmaya zorlandı. Bugün KTTF, daha küçük olan Global Tekvando Federasyonu’nun (GTF) parçası olup sayısız şampiyonlar yaratırken, yine de bu sporcular hiçbir ana uluslararası etkinlikte yer alamamaktadır.
- 2011’de KKTC Güreş Birliğine, Kosova’yla aynı yasal temele oturtularak Federe Güreş Stilleri Uluslararası Derneği’nin (FILA) “yedek üyesi” statüsü verildi. Bu, her ne kadar ana uluslararası yarışmalara katılmaları hala yasak olsa da Kıbrıslı Türklerin bazı turnuvalara katılabilecekleri anlamına geliyor.
- Dünya Badminton Federasyonu Üyeleri, KKTC Badminton Federasyonu üyelerini bireysel olarak tanıdı. KKTC federasyonuna gayrı resmi olarak Gözlemci Statüsü verildi. Ancak bu erişim son birkaç yıldan beri kısıtlanmıştır.
- 1990 yılında Mağusalı profesyonel bir Kıbrıslı Türk basketbolcu olan Uğur Gazi, İstanbul’daki Galatasaray takımında oynamak üzere anlaştı. Gazi, bir KKTC vatandaşı olarak, yurt dışında oynamasını etkileyen vize sorunlarıyla boğuştu.
- KKTC’deki en gözde spor dalları arasında atletizm, bisiklet, futbol, dövüş sporları, atıcılık, voleybol ve güreş yer almaktadır.
- Spor ambargoları ve KKTC’nin tanınmaması nedeniyle, Kıbrıs Türk spor federasyonlarının denkleri olan dünya federasyonlarına katılmaları, bunu yasaklayan UOK tarafından yönetildikleri için, engellenmektedir.
E. KUZEY KIBRIS– TEKVANDO ŞAMPİYONLARININ ÜLKESİ
- Kıbrıslı Türk sporcuların Olimpiyat Oyunlarından dışlanmış olmalarına karşın Kuzey Kıbrıs’ta hâlâ, gelişmekte olan bir spor kültürü bulunmaktadır.
- KKTC Tekvando takımı, bir düzineye yakın dövüş sporunun GTF şampiyonlarına sahip bulunuyor.
- KKTC Tekvando takımındaki sporcular, standartları DTF ile aynı olan GTF turnuvalarında düzenli olarak, Altın Madalya kazanmaktadır.
- Ziya Gökbilen 1985 yılında Kuzey Kıbrıs’ta doğdu. Ona dövüş sporlarının zevkini ilk tattıran kişi olan babası tekvando şampiyonudur. KKTC Tekvando kaptanının, tek vuruşta beş tahtayı kırarak dünya rekoru kırdığı İtalya’daki 6’ncı Global Tekvando Federasyonu Şampiyonası’nda aldığı iki altın madalya dâhil olmak üzere pek çok turnuva galibiyeti bulunmaktadır.
- Pınar Akarpınar, Türk ebeveynler tarafında Kuzey Kıbrıs’ta yetiştirildi. Henüz 20 yaşında olan Pınar, KKTC ve Avro-Asya Tekvando şampiyonluğunu elinde bulundurmaktadır. 2009’da Malezya’da yapılan GTF Dünya şampiyonasında altın, 2011’de İskoçya’da yapılan aynı turnuvada ise gümüş madalya aldı.
Foto: Ziya Gökbilen – KKTC Tekvando kaptanı ve dünya rekoru sahibi
Foto: Pınar Akarpınar – GTF Avrupa-Asya şampiyonluğunu elinde bulunduruyor
F. OLİMPİYAT ANTLAŞMASI
- Olimpiyat Hareketin temel direği, savaşan kentlerin oyunlar boyunca ateş kes ilan ettikleri klasik dönmelere dayanan Olimpiyat Antlaşmasıdır.
- Modern Olimpiyat hareketi bu geleneği Olimpiyat Atlaşma Hareketi şeklinde yeniden canlandırdı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2011 yılında UOK tarafından önerilen ve Birleşmiş Milletlere üye ülkeleri bireysel ve toplu olarak Olimpiyat Antlaşmasını yerine getirmeye teşvik eden Olimpiyat Antlaşma Önergesini geçirdi.
G. OLİMPİYAT BAYRAĞI ALTINDA YER ALMAK
- Tanınmış bir MOK’a sahip olmayan geçiş dönemindeki ülkelerin sporcularına ara sıra Olimpiyat Bayrağı altında Bağımsız Sporcular olarak Olimpiyat Oyunlarına katılma izni verilmektedir. Bu konudaki kararalar, UOK Yönetim Kurulu tarafından verilmektedir.
- Bireysel olarak sporcuların Olimpiyat bayrağı altında yer almalarına izin veya yaygın resmi bir tanınma olmadan ülkelerin MOK’unu tanıma kararının, kararların ayrı ayrı değerlendirilmesine dayalı olarak keyfi olarak alındığı görülmektedir.
- Flistin BM tarafından resmen tanınmamasına karşın, Filistin MOK’u 1986 yılında Asya Olimpiyat Konseyi tarafından tanındı. Bunu takiben, UOK 1995 yılında Filistin MOK’unu kabul etti.
- Kosova ABD olmak üzere 90 devlet tarafından tanınmasına karşın, UOK’ne hâlâ kabul edilmemiştir. Ayrıca Kosovalılar, önde gelen uluslararası spor federasyonlarının sporcularını kabul etmesine karşın, Olimpiyat bayrağı altında yer alamamaktadırlar.
- Sırbistan ve Karadağ’a yönelik BM müeyyidelerine rağmen UOK, bu ülkelerin sporcularının 1992 Barselona Olimpiyat Oyunlarında ‘Bağımsız Olimpiyat Katılımcıları’ yer almalarına izin verdi.
- Henüz MOK’unu oluşturmamış bir ülke olan Makedonya’nın sporcuları dâhil olmak üzere toplam 58 sporcu, Barselona’da Olimpiyat bayrağı altında yarıştı. Bu sporcular, aralarından bir gümüş iki de bronz madalya sahibi çıkardı.
- 2000 Sydney Oyunlarında Doğu Timorlu dört sporcunun bağımsız Olimpiyat sporcuları olarak yarışmasına izin verildi. Doğu Timor Endonezya’dan bağımsızlığını almak için henüz oy vermiş ve hala Birleşmiş Milletler yönetimi altında bulunuyordu.
- 2012 Londra Olimpiyat Oyunlarında üçü eski Hollanda Antilleri ve biri de yeni Güney Sudan devletinden olmak üzere dört bağımsız Olimpiyat sporcusu yarıştı.
- Kıbrıs’ta devam eden siyasi sorunlar nedeniyle sekiz Kıbrıslı Türk tekvando şampiyonu sporcu, Olimpiyat bayrağı altında yer almak için Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne başvurdu. Kendilerine hiçbir yanıt verilmedi.
- İnsan hakları grubu olan Embargoed! onlar adına olaya müdahil olduğunda kendilerine ‘Kıbrıslı Türklerin tanınmış bir ülkenin MOK’una katılmaları gerektiği’ söylendi.
H. EĞER SPOR BİR İNSAN HAKKIYSA KIBRISLI TÜRKLER NEDEN DIŞLANDI?
- Kıbrıs Türk Olimpiyat Projesi, ister kendi MOK’ları üzerinden isterse bağımsız sporcular olarak, Kıbrıslı Türklerin kendi adlarına 2016’daki Rio Olimpiyat Oyunlarına katılmalarını sağlamak amacıyla başlatılan bir kampanyadır.
- Bizler, UOK ve uluslararası spor kuruluşlarına, Kıbrıslı Türklerin, ulusal kimlikleri ya da siyasi eşitliklerinden ödün vermek zorunda olmadan, spor karşılaşmalarına katılma haklarını tanıma çağrısında bulunuyoruz..
Bu temel veriler Embargoed! tarafından hazırlanmıştır, www.embargoed.org
Embargoed!, PO Box 100, Morden, Surrey SM4 9DH, UK T: +44 (0)7806 932 966
E: info@embargoed.org F: facebook.com/embargoed Tw: twitter.com/embargoed
Son Yorumlar